Dönemin Başbakanı Sayın Turgut Özal zamanında gerçekleşmiş bir olay şöyle anlatılır.
Türkiye’ye Japon eğitim uzmanları gelmiş ve ülkemizin eğitim sistemini incelemişler.,
Ve sonuç olarak şunu söylemişler;
Sizin eğitim sisteminizde
Milli Ruh yok!
Turgut Özal’ın ‘’Nasıl ?’’ sorusu üzerine şunu anlatmışlar.
‘’Biz Japonya’da okula başlayacak çocuklarımıza milli ruh şoklaması yaparız.. Onları önce toplu halde
hızlı trenlere bindirir, Dev Fabrikalarımızı…. Teknoloji merkezlerimizi….Dolayısıyla…. ülkemizin gücünü
gösteririz. Sonrada bu yavrularımızı alır Hiroşima ve Nagazaki’ye götürür, orada atom bombası atılan,
yılardır ot dahi bitmeyen alanları gösterir ve deriz ki; Eğer siz çalışmaz, bilinçlenmez ve az önce
gördüğünüz teknolojiye sahip olmak için çabalamazsanız sonunuz böyle olur.’’
Bizim Bürokratlardan biri atılır…
‘’Ama bizim Hiroşima’mız yok ki!’’
Japon uzmanın cevabı tokat gibidir ‘’Sizin Çanakkale’niz on Hiroşima eder!’’
Ancak;
Japon uzman eksik söylemiş;
Bizim tarihimizde onlarca Hiroşima var.
……..ve kurtuluş savaşımız hala devam ediyor..
Ülkemin topraklarında 30 metre çapında çukur açacak,15 ton bomba yüklü araçlar patlatılıyor.. Her
köşesine farklı tuzaklar kuruluyor. Her gün şehit cenazeleri geliyor..
Milli ruh şoklaması yapılmayan gençlik, olup bitenlerin farkında değil…
Kültür yozlaşması bütün hızıyla devam ediyor. Sigara, içki ve uyuşturucu yaygınlaştırılıyor. Örf ve
ananeler kaybediliyor.
Sonuç olarak;
Bize düşen görev, millî ve manevi değerlerimizi kutsal bir emanet gibi çocuklarımıza aktarmaktır.
Bu görev sadece yetkililerin sorumluluğuna bırakılacak bir şey değildir. Anne - baba ve tüm milli sivil
toplum örgütlerinin sorumluluğunda olan bir görevdir.
Milli ve Manevi ruhla şoklanmayan çocuklar, gayri milli unsurların ülkemiz üzerindeki operasyonlarına
terk edilmiş demektir.