120x600

Alemdar inşaat

08-03-2015 Şenol SAK

 Kent’in SANAT GÜNDEMİ…   

Çoğu zaman zordur “taşra”da yaşamak.. Özellikle sanatı seviyor, sanatla uğraşıyorsanız ve zaman zaman nitelikli sanat hizmeti almak istiyorsanız hiç şansınız yoktur, Bolu gibi Anadolu’nun gelişememiş küçük şehirlerinde.. Ya hiç karşılaşmazsınız bu tür önemli ve büyük sanat etkinlikleriyle, yada çoğu zaman önünüze koyulana razı gelirsiniz istemeyerek de olsa..İşte bizde, çoğu yıllardan beridir benimle beraber “atolyeSAK Resim Grubu”nda sanat adına bir şeyler ürettiğimiz arkadaşlarımızla toplanıp, hem hafta sonunu değerlendirelim ve hem de, halihazır da İstanbul’un önemli sanat müzelerinde devam eden, çok değerli dünya sanatçılarının eserlerini birebir orijinal hallerini görebilmek için düştük yollara… Eee, ne de olsa her zaman gelmiyor bu tür büyük sergiler Türkiye’ye de.. Neyse ki, üç büyük sanat müzesinde, üç önemli sergi aynı tarihe denk gelmişti..

 

 

   Sabahın erken saatlerinde düştük yollara.. Zaman değerliydi, İstanbul gibi bir metropolde ve trafiğin en yoğun bölgelerinde, en yoğun saatlerinde, en fazla eseri görebilmekti hevesimiz..Önce Emirgan’da bulunan ve Sabancı ailesin uzun yıllar ikametgahı’da olan ünlü “ Atlı Köşk”ü ziyaret.. 1927’de Hidiv ailesi tarafından yapılan Köşk, 1951’de Hacı Ömer Sabancı tarafından satın alınarak Aile İkametgahı olarak uzun yıllar kullanılmış ve 2002 ziyaret açılan müze’nin sergileme alanları 2005 yılındaki düzenleme ile genişletilerek, teknik düzeyde uluslar arası standartlara kavuşturulmuş.. Günümüzde artık Sabancı Müzesi, çok önemli dünya sanatçılarının sergilerinin açıldığı ve Sabancı Vakfı’nın zengin koleksiyonlarının sergilendiği bir dünya müzesi.. Müzenin son birkaç aylık misafirleri ise, modern resim sanatının önemli temsilcilerinden, 20. yüzyılın çığır açan ressamı  Barselona doğumlu Katalan-İspanyol Ressam JOAN MIRO’nun eserleri idi.. Sergide yağlıboya ve akrilik tablolar, taşbaskı ve aside yedirme baskılar da dahil olmak üzere 125 esere yer verilmiş ve Miró’nun “assemblage” tekniğiyle bir araya getirdiği heykellerinin tüm aşamaları model ve çizimlerle beraber sergilenmekte..  “Kadınlar-Kuşlar-Yıldızlar” adlı sergi gerçekten de Miro’nun cok önemli yapıtlarını içeren ve sanatseverlerin de oldukça yoğun ilgi gösterdiği bir sergi oldu.

 

 

   “atölyeSAK” İstanbul sanat müzeleri gezimizin ikinci durağı ise “İstanbul MODERN” idi.. Eczacıbaşı ailesine ait olan bu müze de, gerçekten modern Türk sanatına büyük katkıları olan ve yıl içerisinde daimi ve dönemsel çok önemli sergilere ev sahipliği yapan önemli bir sanat mekanımız.. Türk resminin önemli temsilcisi Mehmet GÜLERYÜZ’ün “Ressam ve Resim: Mehmet Güleryüz Retrospektifi”, sanatçının 1960’lı yıllardan 2010’lu yıllara uzanan kariyerinin bir dökümü niteliğinde olmuş. Sergi, Güleryüz’ün resimden desene, heykelden gravüre, tiyatrodan performansa uzanan zengin ifade arayışının gelişim ve dönüşümüne ışık tutuyor. Ayrıca yine bu müzemizde halen devam eden, "Geçmiş ve Gelecek" adlı koleksiyon sergisi, “Magnum-Kontakt Baskılar” ile “Artists’ Film International 2014-2015” sergileri de görülmeye değerdi..

 

     İstanbul müze ziyaretlerimizin son durağı ise Tepebaşı’nda ki “Pera Müzesi” oldu.. 2005’te açılan Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın nitelikli ve geniş ölçekli kültür-sanat hizmeti vermek amacıyla kurduğu özel bir müze.. Diğer müzelerimiz gibi bu müze de yıl içerisinde, önemli dönemsel sergilerin yanısıra, “Suna-İnan Kıraç Koleksiyonarını” da sürekli olarak sergilemektedir.. Bu müzemizin son önemli sergisi ise, ünlü heykeltıraş ve ressam Alberto Giacometti’nin retrospektif bir yaklaşımla hazırlanmış Türkiye'deki ilk kapsamlı sergisiydi.. Paris’teki Giacometti Vakfı’nın katkılarıyla hazırlanan sergi, gençlik dönemi çalışmalarından son yapıtlarına, tamamlanmamış bir eserine dek büyük ölçüde, sanatçının yaşamı boyunca çalıştığı Montparnasse’taki atölyesinde geçen verimli sanat yaşamını içeriyordu... Müze’de ayrıca yer alan, “Hayat Kısa, Sanat Uzun-Bizans’ta Şifa Sanatı” ve “Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri” sergileri de görülmeye değer di..

        Gün’ün sonunda, dönüş yolunda, yorgunduk ama, bu önemli günü zengin bir kültürel programla doldurmanın rahatlığı ve huzuru vardı her birimizde ve arkadaşlar soruyor du arada; “ Hocam bir daha ki gezi ne zaman” diye..!

Şenol SAK 

Mart-2015, Bolu..

                                                                                      


www.boluobjektif.com'da yer alan köşe yazarlarının yazıları kendi görüşleridir. Yazdıkları köşe yazılarından dolayı www.boluobjektif.com sorumlu tutulamaz.



Şenol SAK Diğer Yazıları
Fazilet Tekman
Köşe Yazarları
Burç Yorumları