“SIRA DIŞI YAŞAMLARIYLA RENGİN USTALARI-22” Erol AKYAVAŞ - (1932-1999)

Şenol SAK

Ressam ve mimar Erol Akyavaş 1932’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi - Mimarlık Bölümü’nü bitirdi. 1948 ve 1952 yılları arasında Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi’ne misafir öğrenci olarak devam etti. Daha sonra Paris’e gitti. Fernand Léger ve André Lhote atölyelerinde çalışmalarını sürdürdü. Ardından, 1954 yılında ABD’ye gitti.

Resim çalışmalarının yanı sıra Illinois Institute of Technology’de Ludwig Rohe yanında mimari eğitimine devam etti.. 1967 yılında New York’a yerleşti. 1950’lerden sonra New York, Cleveland, Roma, Milano, Bremen, Stuttgart, Londra, Berlin, Paris gibi şehirlerde kişisel sergiler düzenledi. 1960 yılında bir yapıtı Museum of Modern Art koleksiyonlarına katıldı. Bremen ve Stuttgart müzelerinde resimlerine yer verildi.

Erol Akyavaş 1970’lerde Türk Modernizminin ulaştığı olgun aşamada, resmini tarihi öyküler serisine hazırlayan duvarlar, kaleler, kentler, beden ve mimari, beden ve kent arasındaki tarihi ilişkiyi karmaşık perspektifler ile her bir tuğlanın tek tek örüldüğü, betimlemeci teknikle soyutun birleştiği kompozisyonlar oluşturmuştur.

Erol Akyavaş’ın 1970 ve 80’li yılların başlarında, genelde büyük tuvallerle görselleştirdiği tarihsel öyküler, giderek daha da soyut bir şekil alır. Bunun arkasında, daha geniş ve evrensel bir dil kullanma arayışı vardır. Bu bağlamda artık, önceki çalışmalarında yer alan, kale duvarları, beden parçaları, dehşet ve güç aletleri yerine, söz, ses ve işaretler görürüz. Evrensel bir zamanı belirleyen rengârenk bir atmosfer içinde tek bir harf ya da birkaç rengin ifade ettiği bir sonsuzluk mekânı içinde birkaç çizik, iz, kavram, kıvrım…

Sanatçı, daha sonraları Türk resminde o güne dek görülmeyen efsanevi öykülere yönelmiş, İslam tarihini, resminin başlıca konusu yapmıştır. 1980’lerin başlarından itibaren İslam’a ve özellikle de tasavvuf felsefesine göndermeler yapan sanatçı, 80’lerin ortalarında ürettiği “Gazali”, “Miraçname” ve “Hallac-ı Mansur” serileri gibi özgün baskı çalışmaları ile dikkat çekti.

Erol Akyavaş, yaşamı boyunca denediği farklı teknikler ve sonsuz imgeleri çeşitli karışımlarda kullanarak, aramızdan ayrıldığı 1990’ların sonuna kadar, daha önce denediği konuları tekrar farklı görüntülerle farklı kompozisyonlarla uygulamış ve hiçbir zaman kendini tekrarlamamış ender sanatçılarımızdandır.

Erol Akyavaş, arkasında çok saygın bir isim, muazzam bir sanatsal üretim bırakarak, 1999 yılı Nisan ayında vefat etti ve İstanbul-Kanlıca Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Sanatla kalın

www.boluobjektif.com'da yer alan köşe yazarlarının yazıları kendi görüşleridir. Yazdıkları köşe yazılarından dolayı www.boluobjektif.com sorumlu tutulamaz.

Şenol SAK Diğer Yazıları