“Yargının siyasallaşması, adalete duyulan güveni azaltıyor”
5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle Anıtpark’ta bir konuşma yapan Bolu Barosu Başkanı Avukat Ferit Atalay; “Siyasal otoritenin etkisine açık olan yargının siyasallaşması, kararlarının hukuksal gerekçeler gözetilmeksizin tartışmaya açılması, yargıya duyulan güvenin yitirilmesinin ana nedenidir” Dedi.
5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle Anıtpark’ta bir tören düzenlendi. Bolu Barosu Başkanı Avukat Ferit Atalay yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi. Son iki yıldır yaşanan terör olayları nedeniyle Avukatlar Gününü arzuladıkları şekilde kutlayamadıklarına dikkat çeken Atalay; “Ne yazık ki ülkemizde meydana gelen ve hepimizi derinden yaralayan terör olayları ve bu olaylarda yitirdiğimiz şehitlerin anısına duyduğumuz saygı nedeniyle Avukatlar gününü iki yıldır sizlere yakışır şekilde kutlayamıyoruz. Ülkemizin, güzel yurdumuzun geleceğini tehdit eden, ulusal bütünlüğümüze yönelmiş bölücü ve her türlü terörün sonlanması ile daha güzel günlere ulaşmak umudumuzu diri tutmaya çalışıyoruz.” Dedi.
“Ülkemizde yargının içinde bulunduğu çıkmazın tam da kaynağı budur”
Atalay daha sonra sözlerine şu şekilde devam etti; “Üzülerek ifade etmeliyim ki yıllardır yargıya ve savunmaya ilişkin görüşlerimizi ortaya koyarken her yıl kendi kendimizi tekrar ettiğimizi, bir önceki yakındığımız sorunların biraz daha büyüdüğünü ve karmaşık hale geldiğini, yargıya güvenin biraz daha azaldığını ve bunun doğal sonucu olarak da yargının da demokrasiden beklenen özelliği yitirerek bilinçli etkisizleştirildiğini görmekteyiz. Siyasal otoritenin etkisine açık olan yargının siyasallaşması, kararlarının hukuksal gerekçeler gözetilmeksizin tartışmaya açılması yargıya duyulan güvenin yitirilmesinin ana nedenidir. Araçsallaşan ve siyasal sonuçlara odaklanan bir yargılama retoriği kaçınılmaz olarak bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirecektir. Yargı dışı gücün kutsanır hale geldiği bu günlerde ülkemizde yargının içinde bulunduğu çıkmazın tam da kaynağı budur. Yargıç dokunulmazlığının ortadan kalktığı, doğal hakim ilkesinin unutulduğu, Adil yargılanma hakkının kolayca bertaraf edildiği anlarda içimizdeki Adalet ideali her gün biraz daha aşınmaktadır. “
“Sadece geçen yıl 8900 Kişi ruhsat alarak mesleğe katılmıştır”
Atalay; “Yargılamanın en önemli ögesi olan Avukatlık/SavunmanIık mesleğinde durum daha vahimdir. Öncelikle siyasal ödünlerle açılmış bulunan ve bilimsel eğitimle ilgisi bulunmayan hukuk fakültelerindeki olağanüstü artış ve niteliksiz eğitimle mezun olan hukukçular mesleğimiz için büyük bir sorun oluşturmaya başlamıştır. Sadece geçen yıl 8900 Kişi ruhsat alarak mesleğe katılmıştır. Bu sayılar her yıl katlanarak artmakta ve şu anda Hukuk Fakültelerinde 45.000 öğrenci eğitim görmektedir. Meslektaş sayısındaki bu artış sonucu ülkemizde avukat başına hukuki yardımdan yararlanacak kişi sayısı 850’li sayılara düşmüştür. Dünya standartlarının çok altında olan bu durum meslekteki haksız rekabeti artırmış, meslek etiğini ortadan kaldırmıştır. Bu bağlamda Avukatlık mesleğine ve staja girişin ciddi bir sınava bağlanması zorunluluk arz etmektedir” Dedi.
“Adalet aramak vazgeçemeyeceğimiz işimizdir”
Atalay sözlerini şu şekilde sonlandırdı; “ Avukatlar Anayasada teminat altına alınan İnsan Hak ve Özgürlüklerinin yaşama geçirilmesinde en büyük uğraş verenlerdir. İfade özgürlüğü, Adil Yargılanma Hakkı, Hukuk Devleti gibi kavramlar ancak bizim elimizde ete ve kemiğe bürünür. Avukatların susturulması toplumun susması, toplumda sürü psikolojisinin egemen kılınması anlamını taşır. Hak aramanın önündeki en büyük engel sindirilmiş insandır. Bu nedenledir ki avukatlar demokratik gelişimin ve dönüşümün her zaman ana dinamiği olmuşlardır. Her türlü zorlamaya karşın gerçeğin ve doğrunun yanında olmak, Buyurgan olmadığı ve şiddete dönüşmediği sürece hür türlü düşünceye saygı duyarak adalet aramak vazgeçemeyeceğimiz işimizdir.”
.png)
