Uygur Türkleri yalnız değildir!
Bolu’da Memur-Sen üyeleri ve vatandaşlar, Doğu Türkistan’da öldürülen Uygur Türkleri için gıyabi cenaze namazı kıldı.
İzzet Baysal Caddesi’nde bulunan Kadı Camii’nde kılınan öğle namazının ardından basın açıklaması yapan Memur-Sen Bolu İl Temsilcisi Ahmet Koçak, Uygur Türkleri’ne karşı sistematik katliam ve asimilasyon politikalarının halen devam ettiğini belirterek, “Özellikle 1949’da Çin Komünist devrimi sonrasında bu politikalar daha şiddetli şekilde sürdürülmektedir. Dinleri, dilleri, kimlikleri ortadan kaldırılmaya çalışılan bu halkın ülkelerinin adı bile Çin dilinde ‘işgal edilmiş toprak’ anlamına gelen Sincan diye anılmaktadır. Ne acıdır ki bizler dahi bütün dünyayla beraber bu adı kullanmaktayız. Bütün işgalci güçler gibi etnik temizlik ve katliama tabi tutulan Uygurlar’ın yaşadıkları bölgelere sistematik olarak yerleştirilmiş Çinliler, başta başkent Urumçi olmak üzere birçok şehirde nüfus çoğunluğunu sağlamış durumdalar. Devletin ve Çinliler’in baskısı altında kalan Uygurlar’ın her ne kadar güya güzel özelliklerinden dolayı serbest denilse de dilleri ilkokuldan üniversiteye kadar bütün okullarda yasaklanmış durumdadır. Camiler açık gözükse de gençlerin, memurların, öğretmenlerin camilere gitmeleri yasaktır. Maalesef en üzücü ve zor olanı da dindaşlarımızın, soydaşlarımızın şu mübarek Ramazan ayında oruç tutmalarına izin verilmemektedir. Oruç tutanlar şiddetli işkencelere maruz bırakılmakta ve bütün dünyanın gözü önünde kadın, yaşlı, çocuk demeden hunharca katledilmektedir. Yüzyıllardır süren, milyonlarca Müslüman Uygur’un katledilmesine, sürülmesine neden olan bu vahşete başta Türkiye olmak üzere hiçbir ülke gerekli tepkiyi verememektedir. Uluslararası dengeler açısından bakılan bu meselenin yok sayılması oldukça düşündürücüdür. Bugün küresel güç haline gelmiş Çin’e yaklaşımları tedirginlik de bu söylediğimizi haklı çıkaracak boyuttadır” dedi.
Direnişçilerin değil, o coğrafyada işgali sürdürenlerin terörist olduğunu söyleyen Koçak, “Doğu Türkistan’da da bütün işgale uğrayan Müslüman halklar gibi direnişi ve direnişin öncülüğü Doğu Türkistan İslam Partisi mücahitleri tarafından sürdürülmektedir. En tabii hakları olan işgale karşı direniş, Filistin’de, Irak’ta, Afganistan’da ve Çeçenistan’da olduğu gibi terörizmle suçlanmaktadır. Direnişin ve direnişçilerin terörist değil, bu coğrafyalarda işgali sürdürenlerin terörist olduğunu buradan bütün dünyaya haykırıyoruz. Bizler, dünyanın neresinde olursa olsun dininden, dilinden, ırkından dolayı zulme ve katliama tabi tutulanların, mazlum ve mağdurların yanında; fakat kim olursa olsun bu zulmü işleyen zalimlerin de karşısında olacağız. Bu anlamda Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın, dindaşlarımızın bu yoldaki haklı mücadelelerinin yanında olacağımızı vurguluyor ve bütün insanlığı bu vahşeti durdurmaya davet ediyoruz” diye konuştu.
Kalabalık, Doğu Türkistan’da hayatını kaybedenler için kılınan gıyabi cenaze namazının ardından dağıldı.
