120x600

Alemdar inşaat

26-08-2015 SİYASET

Türk köylüsü artık Suriyeli nöbeti tutuyor

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Muğla Milletvekili Akın Üstündağ ve İstanbul milletvekili Aykut Erdoğdu bugün CHP Bolu İl binasında basın mensuplarıyla bir araya gelerek 7 Haziran Genel seçimlerinden sonra partilerinin izlediği tutum ve politika hakkında bilgiler verdiler. Toplantıda konuşan CHP Muğla Milletvekili Akın Üstündağ; “Hükümetin Suriye'deki rejimi değiştirme politikası maalesef ülkeyi çok büyük sıkıntıya sokmuştur. Hem uluslararası arenada hem de iç bünyemizde büyük yaralar açmıştır. Şu anda doğuda PKK için nöbet tutan halk, Muğla'da dağlarda gezen Suriyelilerin evlere saldırmasını engellemek için nöbet tutuyor. “ dedi.

Türk köylüsü artık Suriyeli nöbeti tutuyor
Bİ tur

 

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Muğla Milletvekili Akın Üstündağ ve İstanbul milletvekili Aykut Erdoğdu bugün partililer ve basın mensuplarıyla bir araya gelerek 7 Haziran Genel seçimlerinden sonra partilerinin izlediği tutum ve politika hakkında bilgiler verdiler. Toplantının açılış konuşmasını yapan CHP Bolu il başkanı Kazım Karsu “3 milletvekilimiz seçim sürecinde partimizin izlediği ve izleyeceği tutum ve politika hakkında kamuoyuna bilgiler verecekler.” Dedi. Karsu daha sonra sözü CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’a verdi. CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal üretici, çiftçi ve ziraat mühendisi olduğunu vurgulayarak;  “Partinin daha solundan soldan gelen bir kültürüm var. Aslında 7 Haziran sürecini ve 7 Haziran sonrası sürecini özellikle Cumhuriyet Halk Partililer olarak sizler çok yakından biliyorsunuz. Biz hem sizleri tanımak adına hem de bilinmeyen varsa kısaca paylaşmak istedik. Onun içinde partimiz bu bütün süreci sizlerle paylaşmamız adına partimiz bizleri görevlendirdi. 7 Haziran öncesi seçim çalışmalarımızda bu ülkeyi artık Adaletle Kalkınma Partisi’nin yönetemediğini gördük. 2003 yılında başlayan Haziran süreci aslında Adaletle Kalkınma Partisi’nin artık bu ülkede sistemi taşıyamadığını gördük. Onun devamında Cumhurbaşkanı seçimiyle beraber Türkiye’de yeni bir döneme girdik. Başkanlık ve yeni anayasa meselesi. O günden bugüne Türkiye aslında bir Cumhurbaşkanlığı sendromu yaşıyor. 7 Haziran öncesinin de, 7 Haziran sonrasının da bütünü analiz edebilmek için Cumhurbaşkanı serüvenine bakmak gerekir. Onun bu ülke üzerinde etkilerine bakmak gerekir. Biz 7 Haziran öncesi Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sorunlarını üst üste koyarak toplumun kanayan yarası üzerinde sosyal bir politika yürüttük. Bununla ilgili bütün kesimlere mesajlar verdik. Kısaca emeklilerin sorunları, yoksuların sorunları, asgari ücret meselesi, taşeronun kaldırılması bütünüyle toplumun hemen hemen birikmiş görülmeyen ötelenmiş bütün konularını önemseyen bir yapıyla programımızı sizlerle paylaştık. 7 Haziran’da bunu ne kadar anlattığımızı, ne kadar karşılığını aldığımızı gördük. 2’inci parti olarak 7 Haziran’ı tamamladık. 7 Haziran öncesi şunu söylüyorduk. Bu ülkede eğer başkanlık sistemi veya onun benzeri bir sisteme Cumhurbaşkanı istediği sonucu alamaz ise, hakikaten başımızın belaya gireceğini aşağı yukarı biliyorduk. 7 Haziran’dan sonra halkımıza aynen şunu söyledik. Adalet ve Kalkınma Partisi, 13 yıllık süreçte doğru yaptığımız her şeyde biz sizi iktidar yaptık. Ama artık sizin tek başınıza iktidar olmanız Türkiye’yi yönetmeniz için yeterli değildir. Son zamanlardaki iktidar süreciniz ülkeye zarar vermektedir. Artık tek başınıza iktidar olasılığını sizlere vermiyoruz”. ”Cumhurbaşkanı bu ülkede koalisyonla birlikte devletin kurulmasına müsaade etmedi. “ dedi. Sarıbal; “Geldiğimiz noktada tamda budur. Bütün yaşanan travmaların maalesef tek sorumlusu budur. Toplumu iki temel dayatmayla korkutmaktadır. Birincisi sıfırdan aldığı terörü maksimize ederek toplumun vicdanını, toplumun insanlık değerlerini, toplumun yurt severlik anlayışını terör meselesi ve şiddet üzerinden topluma korku salarak yönetmeye çalışıyor ve kontrol etmeye çalışıyor. İkincisi de ekonomik bir travma ile 13 yıl sonra getirdikleri ekonomik travmayla ekonomiden kaynaklanan özellikle borç yükünden kaynaklanan dolar, borsa, euro meselesi üzerinden toplumu korkutarak, sindirerek yeni seçim, de bu anlamda organize ederek götürmeye çalışıyor. Toplumu bu iki eksen üzerinden korkutuyor. Böyle bir dertle boğuşuyoruz. Böyle bir mücadele var.” Biçiminde konuştu.

 

Üstündağ; “Muğla halkı Suriyelilerin evlere saldırmasını engellemek için nöbet tutuyor”

 

Toplantıda konuşan Muğla Milletvekili Akın Üstündağ “7 Haziran’dan sonra MHP'ye Başbakanlık teklif ederek iyi niyetimizi ortaya koyduk. Ancak MHP hemen işin başında %60'lık diye bir blok olmadığını ve koalisyon olmayacağını söylemesiyle birlikte memleket hükümetsiz kalmasın düşüncesiyle AKP ile bir koalisyon görüşmesi sürecine girdik. Bu sürecin AKP tarafından koalisyon kurmak için değil 45 günlük bir oyalama girişimi olduğunu gördük. Bütün iyi niyetimizle bu süreci götürmeye çalıştık ve ilk aşamada 14 tane ilkeyi ortaya koyduk. Hükümetin Suriye'deki rejimi değiştirme politikası maalesef ülkeyi çok büyük sıkıntıya sokmuştur. Hem uluslararası arenada hem de iç bünyemizde büyük yaralar açmıştır. Şu anda doğuda PKK için nöbet tutan halk, Muğla'da dağlarda gezen Suriyelilerin evlere saldırmasını engellemek için nöbet tutuyor. “ diye konuştu.

 

Erdoğdu; “Görüşmelerde bize tuzak kurdular”

 

İstanbul milletvekili Aykut Erdoğdu ise “Eskiden Ortadoğu'nun birinci ülkesi Türkiye'ydi ama şimdi ciddiye alan yok. Halkımız yoksulluk içinde yaşarken kendisine 5 milyar liraya, hukuku da hiçe sayarak kaçak saray yaptırdı. Yanına 1 milyar dolarlık uçak aldırdı. Bu halk sefalet içinde yaşarken 1 milyarlık dolarlık uçağını götürecek ülke bulamıyor. Çünkü hiç bir devlet başkanı Recep Tayyip Erdoğan'la aynı karede görünmek istemiyor. Eğitim meselesi en sorunlu meselelerimizden bir tanesi. Koalisyon görüşmelerinde bizlere koalisyon teklifi bile yapmadılar. 32 gün boyunca istikşafi diye bir kelime buldular ve oyaladılar. Eğer biz bu görüşmeleri yapmamış olsaydık halka, CHP sizi hükümetsiz bıraktı diyeceklerdi. Halkımız için görüşmek zorunda kaldık. Bize bir koalisyon teklifi de gelmedi. Görüşmelerde bize şu tuzağı kurdular. Söylemek istedikleri şuydu; biz koalisyon kurmak istiyorduk ama CHP imam hatip'leri kapatmak istediği için kurmadık. Bununla yeni bir din sömürüsü yapacaklardı. CHP imam hatip okullarını ilk açan parti. Ama bir bölgede bütün okulları kapatıp hepsini imam hatip yaparak çocukları zorla oraya göndermeye de karşıyız. Eğitimde sorun olan da imam hatip değildir. Sorun eğitimin içeriği ve fırsat eşitsizliğidir.” diye konuştu. 




HABERE YORUM YAZIN

DİĞER SİYASET HABERLERİ
Fazilet Tekman
Köşe Yazarları
Burç Yorumları