120x600

Alemdar inşaat

24-02-2015 SANAT

Sanata adanmış bir ömür!

Bolu Orman Bölge Müdürlüğü Makine ve İkmal Şube Müdürü ve Bolu Belediyesi TSM topluluğu şefi ve yöneticisi Rıfat Günen, ilginç sanat yaşamıyla dikkat çekiyor. Başta Müzeyyen Senar olmak üzere birçok büyük sanatçıya sahnede ud ile eşlik eden Rıfat Günen sanat yaşamının tüm ayrıntılarını Bolu Objektif haber sitesi okuyucuları için anlattı.

Sanata adanmış bir ömür!
Bİ tur

Rıfat bey, kısaca yaşam öykünüzü ve sanat hayatına nasıl giriş yaptığınızı anlatır mısınız?

 

1968 yılında Trabzon’da doğdum. İlk-orta-lise öğrenimimi Trabzon’da tamamladım. Lisenin ilk yıllarında elime geçen bir mandolin ile başladığım müzik serüveni bugünlere kadar uzandı. Mandolinle önce 70‘li yılların aranjmanlarını çalmaya başladım ve kendimi Lise Sanat Müziği Korosu’nda buldum. Bu koro ile birlikte Trabzon Liselerinden Yetişenler Derneği ile tanıştım. Trabzon, Osmanlı İmparatorluğu döneminde sancak merkezi olması, Yavuz Sultan Selim’in burada şehzadeliğini geçirmiş olması,  Kanuni Sultan Süleyman’ın burada doğmuş olması, bu şehrin, Osmanlı saray musikisi temeline sahip bir şehir olmasını sağlamıştır. Bu vesile ile Trabzon’da Türk Sanat Müziği çalışmaları her dönem üst standartta olmuştur. İşte bu vesile ile başladığım dernekte hocamız rahmetli Ağır Ceza Hakimi Ahmet Selim Teymur’dan, önce Klasik Türk Musikisi nazariyat ve repertuar dersleri aldım. Hocam Ahmet Selim Teymur, Türk müziğinin temel yapı taşlarından Hüseyin Sadettin Arel’in hem öğrencisi ve hem de Arel ekolünün temsilcisi, Türk Musikisi nazariyatı hakkında o dönem yazılmış birkaç eserden  birinin  müellifi, ülke çapında yetkin bir isim. Bir İstanbul iş gezisinden dönen dayımın yanında getirdiği bir ud ile bu kez ud derslerine başladım. Çok kısa sürede ud çalmaya başlayarak kıymetli hocamın beni saz ekibine dahil etmesi ile birlikte sazende oldum. Çok kıymetli hocam Ahmet Selim Teymur’un son öğrencisi oldum.

 

 

Bu sırada Trabzon Halk Eğitim Merkezi Türk Musikisi Korosu’nda da yine bestekar ve kemani Temel Şükrü Doğru  ile ilk kez fasıl musikisi ile tanıştım. Bu sıralarda İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’ni kazanarak ailece İstanbul’a intikal ettik. İstanbul’da  musikisiz durulur mu? O dönemde Selamiçeşme’de Anadolu Yakası Müzisyenler ve Müzikseverler Derneği, meşhur kanuni İsmail Şençalar tarafından kurulmuş ve İstanbul’da musikinin merkezi. Hocamız Türk fasıl musikisinin duayeni hanende Kemal Gürses fasıl ekibi içinde sazende olarak yerimi aldım. Bu dönem bana büyük destek olan bestekar , kanuni, Osman Aksu beyefendiyi de anmadan geçemeyeceğim. Bu dönem Caddebostan Maksim Gazinosu’nda sahne alan sazende ve hanendelerin durağı olan derneğimiz cumartesi günleri yapılan fasıl çalışmasından sonra o dönemin en önemli isimleri, bestekar Semahat Özdenses, bestekar Melahat Pars, Safiye Ayla, Şadan Adanalı, Müzeyyen Senar gibi devlerle gece yarısına kadar fasıl ve meşk yapılırdı. Kemal Gürses hocamızdan sonra yine bir fasıl duayeni kanuni bestekar Nuri Şenneyli’nin hocalığı ve bir dönemde İnci Çayırlı hanımefendi ile birlikte musiki çalışmalarına devam ettim.

 

 

Orman Fakültesi’nde ilk sanat müziği korosu kuran ekip arasında yer alarak tarihe geçmişsiniz doğru mu?

 

Yaşamınızın bir parçası musiki olunca konu Orman Fakültesi’ne de taşındı. Orman Fakültesi’nde tarihinin ilk sanat müziği korosu tarafımdam kuruldu ve idare edildi. Hem lisans öğrenimim ve hem de yüksek lisansım boyunca yaşayan bu koro ile bir çok konser verdim ve üniversite yönetimince birçok başarı ve teşekkür belgesi ile ödüllendirildim. Aynı dönem Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Türk Musikisi Korosu’nun kurucularından biri oldum ve koroyu Marmara Üniversitesi Türk Sanat Müziği Korosu statüsüne kadar çıkardık. Bu üniversite  tarafından da birçok teşekkür belgesi ile ödüllendirildim. Bu arada kanuni bestekar Osman Aksu beyefendi ile birlikte ev meşklerine katıldım. Bu meşklerde daha çok dini musiki ve  Türk Musikisinin en ağır formlarını (Kar, beste, ayin)  formlarını icra ettim. Bu meşkleri o dönemde rebabi şair ve bestekar Sabahattin Volkan beyefendi idare ederdi. Sabahattin Volkan beyefendi rebabzen olarak Mevlevi ayinlerine ve Şeb-i Arzu törenlerine katılan aynı zamanda bir Mevlevi idi. Bu vesile ile ben de Galata Mevlevihanesi’nde birkaç ayinde sazende olarak görev aldım. Yine dönemin entelektüel sazendeleri ile her hafta bir akşam uzun yıllar bu çalışmalara katıldım. Özellikle  bestekar, gazelhan Amir Ateş beyefendi ile dini musiki çalışmaları yaptık.

 

 

Ünlü sanatçı Müzeyyen Senar ile birlikte aynı sahneyi paylaşmak nasıl bir duygu?

 

Üniversite yılları maddi gaileler ve gelen taleplerle 7 yıl kadar profesyonel müzik hayatına da atıldım. Gerek fasıl ekipleri ile ve gerekse ud ile tek başına solo programları ile sahne aldım. Başta rahmetli Müzeyyen Senar hanımefendi olmak üzere bir çok büyük sanatçıya sahnede ud ile eşlik etme şerefine eriştim.Memuriyet hayatına atılmam ve İstanbul’da olmama rağmen  mesleğimin izin vermemesi sebebi ile uzunca bir müddet tüm musiki çalışmalarımdan kopmak zorunda kaldım. Yıllar sonra atandığım Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğü’ndeki görevim sırasında Beykoz Musiki Derneği ile çalışmalara başladım. Birçok konserlere ser-sazende olarak katıldım. Bilahare atandığım Çanakale ilinde bestekar udi Aydın Tekindor beyefendi ile bir müddet çalıştıktan sonra Berceste adıyla bir koro kurarak 3 yıl şefliğini yaptım. Bu dönemde yaptığımız çalışmalar Çanakkale’de halkımız nezdinde büyük teveccühe sebep olurken unutulmaya yüz tutmuş fasıl musikisini canlandırmaya yönelik teşebbüsümüzde Çanakkale halkından büyük destek gördü.

 

İlk konserim Trabzon

 

 

 

 

Rıfat Günen'in sanat yaşamının tüm ayrıntıları ilerleyen günlerde  www.boluobjektif.com üzerinden yayınlanacak. Bizi izlemeye devam edin...  




HABERE YORUM YAZIN

DİĞER SANAT HABERLERİ
Fazilet Tekman
Köşe Yazarları
Burç Yorumları