120x600

Alemdar inşaat

04-02-2017 SİYASET

Neye ‘evet’ diyeceğinizi biliyor musunuz?

CHP 25. ve 26. Dönem Bolu Milletvekili Adayı Burak Cop, Ak Parti seçmenine yönelik olarak bir mektup kaleme aldı. Cop, mektubunda şu ifadelere yer verdi;

Neye ‘evet’ diyeceğinizi biliyor musunuz?
Bİ tur

Son genel seçimde iktidar partisine oy veren değerli yurttaşlar, hepinizi muhabbetle selamlıyorum.

 

Tarihimizin en önemli oylamalarından biri yaklaşık 2 ay sonra gerçekleşecek. Referanduma gideceğiz. Türkiye’ye başkanlık sistemini getirmeyi amaçlayan paketi oylayacağız. İki seçeneğimiz var. Ya evet ya da hayır diyeceğiz.

 

Açık konuşmak gerekirse bu bir rejim değişikliği paketi. Böyle olmadığını söyleyenler var ama ne yazık ki haksızlar. Eğer sandıktan evet çıkarsa, bu yönde oy kullanan vatandaşlarımız Türkiye’de rejimin değişmesine evet demiş olacaklar. Niyetleri ne olursa olsun.

 

 

 

Oylayacağımız paket yüce meclisimizi güçsüzleştirecek. TBMM varlığını görünüşte koruyacak ama yetkileri o kadar budanacak ki adeta kuşa çevrilecek.  

 

Referandumdan evet çıkarsa gazi meclisimiz yasama alanındaki tekelini kaybedecek. Cumhurbaşkanı, çıkaracağı kararnameler ile yasa yapma yetkisine ortak olacak. Bizler bu toprakların insanları olarak daha Osmanlı devrinde ferman devletinden kanun devletine geçmiş bir milletiz. Cumhurbaşkanı kararnamesi denen şey ise özünde fermandan başka bir şey değil.  

 

Meclisimizin halen gensoru ile bakanları ve hükümeti denetleme olanağı var. İcraatını beğenmediği bakanı gensoruyla düşürür. Bir örneği hatırlayalım; Eylül 1980’de dönemin Dışişleri Bakanı’nı, İsrail’in Kudüs’ü ilhakına Türk hükümeti yeterli tepkiyi veremedi diye rahmetli Ecevit’in ve rahmetli Erbakan’ın partileri gensoruyla düşürmüştü. Şimdiyse TBMM’nin elinden bu yetki alınmak isteniyor. 

 

 

 

Başkanlık sistemlerinde normalde her genel seçim, başkan seçimiyle aynı gün olmaz. Mesela ABD’de başkan 4 yılda bir seçilir, parlamento seçimleri ise 2 yılda bir yapılır. Bunun faydası şudur: Eğer millet iktidarın icraatından memnun değilse, ona 2 yılda bir ikazda bulunma imkânına sahip olur.   

 

‘Evet’ çıkarsa cumhurbaşkanı ve meclis seçimleri her zaman beraber yapılacak. Üstelik artık cumhurbaşkanı aynı zamanda parti genel başkanı da olacağı için milletvekillerini tek tek eliyle seçebilecek. Çünkü kanun parti liderlerine bu hakkı tanıyor.

 

Sevgili vatandaşım, eğer referandumdan evet çıkarsa cumhurbaşkanı tek başına meclisi dağıtıp seçime götürme hakkına da sahip olacak. Meclis ise bu kararı ancak 360 milletvekili ile alabilecek. Yani bir kişinin iradesi eşittir 360 kişinin iradesi.  

 

Peki diyeceksiniz ki meclisin cumhurbaşkanını denetleme yetkisi hiç mi yok? Kağıt üzerinde var gibi görünüyor ama gelin bir de yakından bakalım: Cumhurbaşkanı ancak milletvekillerinin üçte ikisinin kararıyla Yüce Divan’a gönderilebilecek. Peki Yüce Divan’da kimler olacak? Anayasa Mahkemesi üyeleri. Peki onlar nasıl seçilecek? 15 üyesinin 12’sini cumhurbaşkanı atayacak!  

 

15 üyesinden 12’sini cumhurbaşkanının atadığı bir mahkeme, o cumhurbaşkanını nasıl adil biçimde yargılayabilir? Sandıktan evet çıkarsa bunlara ek olarak Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun üyelerinin yarısını da cumhurbaşkanı atayacak.  

 

Cumhurbaşkanı tek başına olağanüstü hal ilan edebilecek, kurumlar kurup kapatabilecek, bütçe yapımında bile rolü olacak. Tüm bu alanlarda gazi meclisimizin yetkileri sınırlanacak.  

 

Adalet ve Kalkınma Partisi’ne gönül vermiş sevgili vatandaşım, Osmanlı padişahı bile meclisi tek başına dağıtma yetkisine sahip değildi. 1909 yılında yapılan bir anayasa değişikliğiyle padişahın meclisi tek başına dağıtma yetkisi elinden alınmış, bu yetkinin kullanımı sınırlandırılmıştı. Memleketimizde 108 yıldır sultana bile nasip olmamış, Gazi Mustafa Kemal’e bile nasip olmamış bir yetkiyi neden 2017 yılında bir kişiye verelim?

 

 Biz bunu mu hak ediyoruz? Bizim millet olarak başımıza bir vasi geçmesine ihtiyacımız mı var?

 

 

 

Nisan ayındaki referandum parti meselesi değildir. Herkes genel ve yerel seçimlerde gene partisine oy verir. Ama burada konu başkadır. Mesele parti meselesi değil, memleket meselesidir.  

 

Bunu kişilerden bağımsız olarak söylüyorum. Tayyip Erdoğan veya Ahmet Mehmet, Ali Veli fark etmez. Bu kadar yetkiyi bana verin, ben de diktatör olurum.  

 

Referandumdan evet çıkarsa, geçen yıl 15 Temmuz’da darbeci hainlerin tepeden bombaladığı meclisimizin bu sefer de temeline dinamit döşemiş olacağız. Çok ama çok yazık olur.  

 

Ancak referandumda halkımızın bu yanlışa dur diyeceğine, HAYIR diyeceğine dair güçlü bir inancım ve iyimserliğim var. Sandıkta hayır vardır. Parlamenter sistemimizi yok edecek bir teklife sandıkta seçmen hayır diyecek ve bu çok hayırlı olacak. Seçmen, iradesinin adresi olan TBMM’ye, Kurtuluş Savaşı’nı “meclis hükümeti” sistemiyle yönetmiş Gazi Meclis’e, bizzat sahip çıkacak.

 

Referandum şimdiden ülkemiz ve halkımız için hayırlı olsun.

 

 

 




HABERE YORUM YAZIN

DİĞER SİYASET HABERLERİ
Fazilet Tekman
Köşe Yazarları
Burç Yorumları