“Bolu'da maç ortada”
CHP 25. ve 26. Dönem Bolu Milletvekili adaylarından Burak Cop 16 Nisan Referandumu ile ilgili sorularımızı yanıtlamayı sürdürüyor. Röportaj dizimizin son bölümünde Burak Cop 16 Nisan Referandumu ile ilgili olarak önemli tespitlerde bulundu. Cop; “İl genelinde “Hayır” oyları “Evet” oylarını geçer mi? Onu bilemem ama bazı ilçelerimizde “Hayır” oylarının “Evet” oylarını geçeceğini düşünüyorum. Merkez ilçe ’de bunlardan biridir” dedi.
Burak Bey, gerek sosyal medyada gerekse çeşitli tartışma ortamlarında “Evet” çıkması durumunda yürürlüğe girecek olan 18 maddeye göre Başkan’ın ya da Cumhurbaşkanının alacağı bazı kararlar çeşitli örnekler verilerek masaya yatırılıyor. Örneğin Başkan seçilen kişi bir gecede Türkiye’deki Bira satışlarını yasaklayabilir mi? Üniversitede okuyan türbanlı kızların başı kapalı olarak okumalarını yürürlükten kaldırabilir mi? Ya da Türkiye’yi Kapitalist bir ekonomik modelden Sosyalist bir ekonomik modele geçirebilir mi? Soruları çoğaltmak mümkün… Bu konuda neler söylemek istersiniz? Böyle ihtimaller var mı?
Kesinlikle var. Şu anda hükümetin neyi yapma yetkisi varsa üzerinde daha geniş yetkileri de olacak. Bütün bu bahsettiğiniz konular yürütme alanına girer. Kim olursa olsun kolaylıkla bir Cumhurbaşkanı ya da başkan siyasi görüşüne göre bunları yapabilir. Çünkü bunu yaptığı zaman meclisin o hükümeti gensoruyla düşürme imkânı olmayacak. Bunları yaptığı zaman bugün olduğu gibi bazı bakanların buna direnmeye imkânı olmayacak.
Anayasa Mahkemesine götürme imkânı var mı?
Eğer yapılan değişiklikler kanunlara zıtlık içeriyorsa o gerekçeyle muhalefet Anayasa Mahkemesine götürebilir. Fakat Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinden 12’sini Cumhurbaşkanı atayacak. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun üyelerinin yarısını da başkan atayacak. Yani Yargı denetiminden hiçbir şey beklemeyelim. Yargı tamamen yürütmenin emrine girecek. Bugün bir hükümet böyle radikal bir karar almaya kalksa önce kendi parti grubunu ikna etmek zorundadır. Meclis grubunu ikna etmek zorundadır. Kendi bakanlarını ikna etmek zorundadır. Bakan dediğimiz insanların çoğu milletvekillerinin arasından çıkıyor. Direnirler. O hükümetin kararına imza koymazlar. Baktılar engel olamıyorlar hükümetten istifa edebilirler. Eğer “evet” çıkarsa bakan sıfatı taşıyan insanlar artık pratikte bakan olmaktan çıkacak. Hepsi Başkan’ın danışmanı olacaklar. Yani başkan tarafından atanmış olacaklar. Bu insanların hangi kritere göre atanacağı belli değil ve bu insanlar meclisimize karşı sorumlu olmayacaklar. Sadece ve sadece başkana karşı sorumlu olacaklar. Yani Başkan’ın adamları olacaklar.
Bolu’ya gelerek “Hayır” kampanyalarına destek verdiniz. Çeşitli çalışmalara katıldınız. Şu ana kadar edindiğiniz izlenim nelerdir?
Ben şu anda “Hayır” oylarına yönelik olarak beklediğimden çok daha büyük bir eğilim gördüm. Sahaya çıktığımda Bolu’da ki manzaranın başa baş olacağını düşünüyordum. Maçın ortada olacağını düşünüyordum. Maç hala ortada sayılır. “Hayır” gönüllüleri son bir aydır daha da yoğun çalışıyorlar. “Hayır” a yönelik olarak beklediğimden çok daha fazla bir ilgi gördüm. Çalışmalarımda yaşadığım bir olayı size anlatayım. Aktif bir Ak Partili adını söylemeyeceğim bir ilçede bana şunu söyledi. “Parlamenter sistem başkanlıktan daha değerlidir. Bu sistemin aksayan yönleri varsa bile gerekli olan şey bunu tamir etmektir. Başkanlığa geçmek değildir.” Bunu bana söyleyen sıradan bir Ak Parti üyesi değildi. Ak Partide vazifesi olan bir arkadaşımızdı. Bana bunu söyleyen Ak Partili kardeşimizin oy kabininde oy kullanırken yani tek başınayken “evet” oyu verme ihtimalini görmüyorum. Dolayısıyla Bolu’ya dair şunu söyleyeyim. 8 ilçe ve merkez ilçeyi hesaba kattığımızda il genelinde “Hayır” oyları “Evet” oylarını geçer mi? Onu bilemem ama bazı ilçelerimizde “Hayır” oylarının “Evet” oylarını geçeceğini düşünüyorum. Merkez ilçe ’de bunlardan biridir…
