Abant, Yaşar Kemal'in ilham perisi oldu
Türk edebiyatının önde gelen yazarlarından Yaşar Kemal tam dokuz romanını Abant gölünün eşsiz doğası eşliğinde yazmıştı. Bolu Objektif haber sitesi olarak Yaşar Kemal'in Abant günlerini mercek altına alıyor büyük ustayı bir kez daha rahmet ve saygıyla anıyoruz.
Duvarın dibinde resmim aldılar
Ak kağıt üstünde tanıyın beni
İNCE MEMED
Türk romanının dev ismi Yaşar Kemal İnce Memed romanının üçüncü ve dördüncü serisini 80'li yılların ortalarında Abant'ta yazdı.1980'lere kadar romanlarını genelde Şile'de kaleme alan Kemal, Abant'ı keşfedince ilk olarak Abant'taki Turban otelinde yer ayırttı. Abant'taki oteli arayan Yaşar Kemal "Ben Yaşar Kemal! Çalışmak için otelinize gelmek niyetindeyim" diyerek rezervasyon yaptırmak istedi. Telefondaki adam ise "Elemana ihtiyacımız yok!" deyip telefonu kapattı. Daha sonra oteli tekrar arayarak kendini tanıtan ve amacının gözlerden uzakta bir roman yazmak olduğunu söyleyen Yaşar Kemal Hürriyet gazetesi adına kaleme aldığı romanlarını yazmak için Abant'a geldi. İlk önce Hürriyet gazetesinde yayınlanan daha sonra da kitap olarak basılan İnce Memed romanının üçüncü ve dördüncü serisi için Abant'ta inzivaya çekilen Yaşar Kemal bu günlerini yıllar sonra yayınlanan "Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor" kitabında şöyle anlatacaktı "Şimdiye kadar bütün romanlarımı ilkin İstanbul yakınındaki bir deniz kasabası olan Şile'de yazdım.Sonra Abantı buldum.Orada da 1800 metre bir dağın az aşağısında ormanın içinde bir göl vardır.Gölün kıyısında da güzel bir otel ..Gölün çevresi 7 kilometredir.Ben her sabah yedide kalkar,gölün çevresindeki yedi kilometreyi bir saatte yürür,gelir kahvaltımı yapar yazmaya başlardım.Yazma işi saat 13'e ,14'e kadar sürerdi.Öğle yemeğinden sonra ya ormanın içine doğru üç kilometre kadar yürür,sonra gene gelir yazmaya otururdum.Eğer düşünmek gerekiyorsa,yarına hazırlık için,akşamüstü gölün kıyısını bir daha turlardım.Abant gölü kıyısında dokuz tane roman yazdığımı sanıyorum.Gölden çok bıkmışsam,bu seferde gelir romanı evde bitirirdim."
.jpg)
Abant çevresinde köylere yaptığı uzun yürüyüşlerle dikkat çeken Yaşar Kemal her sabah elinde dayanak olarak kullandığı uzun sopası, not defteri ve yanından eksik etmediği ekşi elmalarıyla uzun yürüyüşlere çıkıyordu. Zaman zaman Zülfü Livaneli gibi ünlü isimlerde onu Abant'ta kaldığı otelde ziyaret ediyordu. Gündüz tuttuğu notları daktilosunda temize çekerek romanlarını tamamlayan Yaşar Kemal göle bakan 304 numaralı odasında Abant'ın dinginliğinde kitaplarını yazıyordu. Otel personeline okumaları için kitaplarını imzalayarak veren Yaşar Kemal yaptığı uzun yürüyüşler sonunda zaman zaman oteldeki personele yazdığı metinleri okuyarak onların da görüşlerini sormayı ihmal etmiyordu.
Yazımızı büyük ustanın güzel bir sözü ile bitiriyor ve büyük yazarımızın anısı önünde saygıyla eğiliyoruz." Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım. Ben etle kemik nasıl birbirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum."
Kaynakça
Nobel hangi vilayetin kazası? Zülfü Livaneli
"Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor" Alain Bosquet
.jpg)
