“Türkiye’nin belediyecilik tarihine geçmek istiyorum”
Bolu belediye başkanı Alaaddin Yılmaz Bolu Objektif haber sitesine yaptığı özel açıklamada Türkiye'ye iki tane belediyecinin geldiğini vurgulayarak” Üçüncü belediyeci ben olmak istiyorum.” Dedi. Bolu belediyesini kurumsal bir yapıya kavuşturmak için büyük bir çaba sarf ettiğini vurgulayan Yılmaz; “Bu sistemi oluşturabilmek için bütün gücümle çalışıyorum.” Dedi.
Bolu belediye başkanı Alaaddin Yılmaz Bolu Objektif haber sitesinden Mehmet Özden Engin’in sorularını cevapladı.
Alaaddin Bey özellikle 2014 yılındaki büyük seçim zaferinden sonra belediye de kurumsallaşmaya çok büyük bir ağırlık verdiğinizi biliyoruz. Bu konuda okuyucularımıza bilgiler verir misiniz?
Şu anda ben kurumsal bir belediyecilik yapısı oluşturmak için çok çalışıyorum. Bu konuda çok mesafe aldım ama işimin çok zor olduğunu da biliyorum çünkü örnek alabileceğim başka bir belediye yok. Belki vardır ama ben bilmiyorum. Bizim büyüklüğümüzde bir belediyenin ne kadar birimi olacak ve bu birimlerde kaçar kişi çalışacak ve en profesyonel bir yapıda işleri yürütebilecek bir yapıyı oluşturabilmiş değiliz. Göğsümü gere gere bir konuda başarılı olduğumu ifade edebilirim. İtfaiye konusunda Türkiye'nin en başarı belediyesiyim.Belediye başkanı ve müdürüne ihtiyaç duymayan bir yapıyı oluşturduk.Şu anda nerde yangın oldu,ne zaman oldu,neye tedbir alındı gibi bir derdi düşüncesi algısı olmayan bir belediye başkanıyım.Nerde bir kaza oldu acaba kazaya müdahale edildi mi? bir eksiklik oldu mu? endişesi çekmeyen bir belediye başkanıyım. Su altında bir sıkıntı olsa bile onu çözebilecek durumdayız. Ola ki kayak merkezlerinde kayak yaparken kaybolan bir vatandaşı bulabilecek bir durumdayız. Böyle bir itfaiyeye mensubuz. Böyle itfaiyeye mensup olmanın hazzını ve gururunu yaşıyorum.Aynı şekilde bütün bu yapıyı tüm birimlere uygulatmak istiyorum.
Bu şekilde ikinci bir birim oluşturabildiniz mi?
Hayır oluşturamadım. İmar'ı, Fen işlerini, Park ve Bahçeleri, Temizlik işlerini, çöp işlerini bu noktaya getirmeye çalışıyorum. Gelişmiş ülkelerde sistem şudur; Belediye başkanları önceliklerini belirler ama belediye başkanı olmasa bile sistem yürür.Bizde ise başta Başbakan ya da Cumhurbaşkanı olmazsa sistem yürüyor mu? Sıkıntı işte burada. Yani kurumsal yapıya ulaşamaması. Benim böyle bir derdim var. Böyle bir dert konusunda çok yoğun bir mesai harcıyorum. İnanıyorum ki bu yapıyı kuracağım ve bu sistemi oluşturabilmek için bütün gücümle çalışıyorum.
“Niçin dünyadaki en yaşanabilir ilk 10 kent arasında olmayalım?"
Şu anda bir şehir bilinci oluşturmaya çalışıyoruz. Şehrin geleceğini konumlandırmaya çalışıyoruz. Şehrin geleceği ile ilgili hatırlarsanız seçimlerden önce bu konuyla ilgili % 70'ni de tamamladık demiştim. Siz şu anda bunun % 50'sini hissediyor ya da çok çalışan bir belediye algılıyorsunuz. Ben çok çalışan bir belediye gibi algılanmak istemiyorum. Ben şehri büyük bir dönüşüme tabi tutarak Allahın verdiği o doğal nimetlerle çok özel bir coğrafyaya sahip olan kent coğrafyasıyla uyumlu bir kenti oluşturmak istiyorum. Zaten mevcut halimizle Türkiye'de yaşanabilir kentler arasında en yaşanabilir ilk 10 kent arasındayız. Niçin dünyadaki en yaşanabilir ilk 10 kent arasında olmayalım. Hedefimiz budur. Bunu için bir kenti örnek almak gibi bir derdimizde yok. Bolu'nun böyle bir birikiminin var olduğuna inanıyoruz. Böyle bir kararlığının olduğuna inanıyoruz.
Bu hedeflerin gerçekleştirilebileceğine tam olarak inanıyor musunuz?
Sonuna kadar inanıyorum. Allah nasip ederse bu 4 yıl içersinde Bolumuzun yeni şeklini herkese göstermiş olacağım. Bahsettiğimiz sistemi oluşturmadan da görevimden ayrılmak istemiyorum.
Hedefinizi biraz daha açarsanız?
Türkiye'de iki tane belediyeci gelmiştir.3.üncü belediyeci ben olmak istiyorum.
İlk ikisinin ismini söyler misiniz?
Bunlardan bir tanesi Konya'ya gelmiştir. Diğeri de Kayseri'ye gelmiştir. Bunlar 1950'li yıllarda belediye başkanları olmuşlardır. Bir tanesi kavuncudur. Bir tanesi ise Nalçacıdır. Hatta Kayseri'deki adam ikinci döneminde seçilememiştir.
Bu isimler sizin beğendiğiniz isimler midir? Yoksa Türkiye belediyecilik tarihinde her kesimden insanın kabul ettiği isimler midir?
Bu isimler Türkiye belediyecilik tarihine mühür vurmuş isimlerdir. Şu anda hala onların isimleri parklara veriliyor. Bende 50 sene sonra bir ismim bir parka verilsin diye çalışıyorum. Her şey düşünce ile olur. Eğer rantabl bir düşünceniz varsa fizibil bir düşünceniz varsa herkes parasını akıtır ama sizin düşünceniz fizibil ya da rantabl değilse havada uçan kuşlar gibidir.Bakarsın önce bir görürsün daha sonra da kaybolduğunu görürsün.Benim yaptığım bütün çalışmalar fizibil ve rantabldır.
Tamam, her şey var projeler hazır ama bir de işin ekonomik boyutu var?
Hepsinin de parası hazırdır. Benim para derdim yok. Ama projeler öncesinde anıtlar gibi kurumlardan izin almak gibi işlemler karşımıza çıkıyor. Sanayi ile ilgili çalışmalardan Ak Partili ya da CHP'li vekillerden bir destek lafı duyan oldu mu? Gölcük ile ilgili duydunuz mu? D-100'ü Güneye alıyoruz Lehte ya da aleyhte laflar duydunuz mu? milletvekilleri beni bir makam götürmek için randevu alan makamdan, benim işimi alıp takip edip onaylatan makama geçsinler istiyorum.Ben Ankara'ya gitmeyim.Yaptığım şey yanlışsa gelin beraber oturup konuşup düzeltelim.Ben yanlış iş yapmak niyetinde değilim.Ben sistemi eleştiriyorum.gönlümden geçen Yerelle uyumlu ve yerelin projelerini yanlışsa da düzeltecek.Düzeltme konusunda oturup istişare edecek ama ondan sonra neticelendirmek için kendisini ortaya koyabilecek bir adam olsun istiyorum.Bu iktidardan da olabilir Muhalefetten de olabilir.Ben iktidar milletvekili ile de gidebilirim bakana,Bolunun projesini çözebilmek için muhalefet milletvekili ile de giderim bundan da gocunmam.
Başkanlıktan sonra sizi daha başka makamlarda görebilecek miyiz?
O kadar yaşama şansımız var mı? Bilemiyorum Takdir Allahın'dır.
