PETEK KIRTASİYE BOLU’DA BİR İLKE İMZA ATTI
Koray Varol Akademi Yayınları ve Petek Kırtasiye sosyal sorumluluk projesi kapsamında ''EĞİTİMDE ÇÖZÜM ODAKLI YAKLAŞIMLAR'' konu başlıklı Öğretmen Eğitim Programını Köroğlu Otelde gerçekleştirdi. Eğitimci Koray VAROL ve Psikolog Cemre SOYSAL yaptıkları sunumlarla Bolu’da görev yapan eğitimcilerden tam not aldılar.
Koray Varol Akademi Yayınları ve Petek Kırtasiye sosyal sorumluluk projesi kapsamında ''EĞİTİMDE ÇÖZÜM ODAKLI YAKLAŞIMLAR'' konu başlıklı Öğretmen Eğitim Programını Köroğlu Otelde gerçekleştirdi. Bolu Objektif haber sitesine etkinlik hakkında açıklamalarda bulunan Koray Varol; “Koray Varol Akademi Yayınları olarak öğrencileri eğitmeye yönelik bir sistemimiz var. Bunun için elimizden gelen tüm özeni göstermeye çalışıyoruz. Bu noktada velilere yönelik olarak ta bir eğitim sistemi kurmuştuk. Şimdide bu sistemin 3.basamağı olan öğretmen eğitim sistemini kurduk. Bu noktada ülke genelinde bayilerimizle birlikte bir çalışma düzenliyoruz. Bolu’da Petek kırtasiye ile bir çalışma düzenliyoruz. Katkılarından dolayı Petek kırtasiyenin sahibi olan Kemal Bey’e çok teşekkür ediyoruz.” Dedi.
Kemal Sert; “İlimizde bir farkındalık yaratmaya çalışıyoruz”
İlimizin tanınmış işadamlarından Petek Kırtasiyenin sahibi Kemal Sert ilimizde bir farkındalık yaratmaya çalıştıklarını vurgulayarak; “Bolu’da bugün bir farklılık yaratmaya çalışıyoruz. Koray Varol Akademi ile birlikte ilimizdeki öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin, ailelerimizin yani hepimizin eğitimine dokunacak bir eğitim modeli için bugün burada öğretmenlerimizle bir araya geldik. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
Daha sonra ilimizde görev yapmakta olan eğitimcilere yönelik olarak Eğitimci Koray VAROL ve Psikolog Cemre SOYSAL bir sunum yaptılar. Uzun yıllar boyunca psikoloji dünyasının kişilerin sorunlarına, onların hayatlarındaki duygusal engellere odaklandığına dikkat çeken Varol; “ Yapılan çalışmalar olumsuzluklara yoğunlaşıp, bu olumsuzlukların nedenlerini anlamaya çalışarak çözüme gitmeyi hedeflemiştir. Oysa ilerleyen yıllarda psikoloji alanında çalışan uzmanlar, soruna odaklanan kötümserlik eğiliminin devam etmesi durumunda yetiştirdiğimiz çocukların da bu salgından etkileneceğini vurgulamışlardır. Bu sebeple, yalnızca soruna değil, aynı zamanda çözüme yani iyi olana da odaklanmanın özellikle yaşam kalitesi üzerinde olumlu etkileri olacağını savunmuşlardır. Olumlu bakış açısı, kişilerin çözüm yollarında daha fazla alternatif üretmelerine, zor durumlar karşısında daha cesur olmalarına, insan ilişkilerini düzenlemelerine yardımcı olmaktadır. Çözüm odaklı terapi anlayışı tam da bu fikirler üzerinden yola çıkmıştır. Terapistlerin tıpkı danışanlar gibi yalnızca soruna odaklanmaları bir süre sonra onları da çıkmaza doğru itebilmektedir. Kimi zaman sorunun kendisiyle uğraşmak çözümü bulmayı geciktirir. Düşünün ki bir çocuğun ateşi var ve annesi sürekli ateşini ölçüp, ateşin neden çıktığını bulmaya çalışıyor. Oysa tüm bunların yerine çocuğu ılık bir duşa sokmak ya da ihtiyacı olan ilacı vermek çözüm yolunda çok da etkili bir adım olacaktır. Çözüm odaklı terapi tam da buna benzer bir yaklaşımı merkeze koyar: “Neler oldu?” sorusu yerine “Bugüne kadar neleri yapmak işe yaradı?” ve “Şimdi neler yapabiliriz?” sorularına odaklanır” dedi.
“Bu yaklaşım, uygulanabilir bir bakış açısı olarak da kabul edilmektedir”
Eğitimci Koray Varol daha sonra sözlerini şu şekilde sürdürdü; “Çözüm odaklı terapi anlayışını yalnızca terapi odasında değil, aynı zamanda değişik çalışma alanlarında, kişisel hayatlarımızda ve özellikle eğitimde, okul ortamında kullanmak mümkündür. Bu yaklaşım, bir terapi yöntemi olarak görülmenin yanı sıra uygulanabilir bir bakış açısı olarak da kabul edilmektedir. Bu bakış açısının ana fikirlerini temellendirdiği noktalar şunlardır: Problemli davranış ne olursa olsun, problemin daha az gözlemlendiği ya da tamamen yok olduğu zamanlar, yani istisnalar her zaman olacaktır. Çalışmanın sonunda elde edilmesi arzulanan sonucun biliniyor ve somut bir şekilde tanımlanıyor olması çözüm yolunun süresini kısaltmaktadır. Çocuk ve gençlerle çalışırken onların ailevi, akademik ya da kişisel birçok sorununa tanık oluyoruz. Tez canlı gençler çözümle ilgili belirtileri somut ve çabuk görme eğilimindedirler. Gençlerin bu doğasına aykırı olarak, sorunların yalnızca sebeplerine odaklanmak çözüme gitme hususunda çok da etkili olmadığı gibi, çözüme gidemedikçe de gençlerde umutsuzluk yaratmaktadır.”
“Katılımcıların teorik bilgiyi pratiğe dönüştürmeleri sağlanacaktır”
Koray Varol sunumunu şu şekilde tamamladı ; “Eğitimde çözüm odaklı yaklaşım ile çalışmak, öğretmenlerin farklı sorun alanlarındaki çözüm arayışında çocuğun hali hazırda sahip olduğu kendi öz kaynaklarına, becerilerine odaklanarak hızlı ve etkili sonuçlar elde etmelerini sağlar. Kendi öz kaynaklarını kullanmak, kişinin kendisinin problemden çok daha güçlü ve büyük olduğunu fark etmesine destek olur. Böylece çözüm odaklı bakış açısını deneyimlemiş öğrenciler ilerleyen dönemlerde bu yöntemi kolaylıkla uygulayabilme becerisini edinmiş olurlar. Çözüm odaklı yaklaşımın okullardaki kullanımının artması öğrencilerin somut, ayakları yere basan ve hali hazırda kullandıkları güçlü yönleri devam ettirerek istenen hedefe ulaşmalarını sağlayacaktır. Diğer yandan öğretmenlerin de her türlü sorun alanına yönelik çözüm arayışlarında bambaşka bir bakış açısı kazanmalarını sağlayarak okul ortamını iyileştirme çalışmalarını güçlendirecektir. Bu eğitimin amacı eğitimcilere, okul ortamı gibi problem üzerinde uzun süre çalışmaya imkanın olmadığı koşullarda, öğrencilere en kısa sürede yardım edebilmenin yollarını gösterebilmektir. Bu eğitim sayesinde eğitimciler, öğrencilere farklı bir bakış açısıyla bakmaya başlayacak ve onların hali hazırda sahip oldukları güçlü yanlarını problemlerini çözebilme sürecinde nasıl kullanabileceklerini öğrenecektir. Eğitim sırasında ayrıca uygulamaya da yer verilerek katılımcıların teorik bilgiyi pratiğe dönüştürmeleri sağlanacaktır.”
