120x600

Alemdar inşaat

11-02-2015 BOLU

“İnşaat sektöründe çığır açacağız”

Alemdar İnşaat yönetim kurulu başkanı Abdullah Alemdar 2015 yılı hedeflerini ilk kez Bolu Objektif haber sitesine anlattı. Güven ve Kalitenin her zaman paradan önce geldiğini vurgulayan Alemdar; “Başarının yarısı inanmak diğer yarısı da çalışmaktır.” Dedi.

“İnşaat sektöründe çığır açacağız”
Bİ tur

Abdullah Bey, 1999 yılında yaşanan Düzce depreminden Bolu ilimizde önemli ölçüde etkilenmişti. Bu dönemi nasıl atlattınız?

 

 

Biz Kooperatifi tam bitirirken deprem oldu.2 yıl ara verdik.O sürede 2 yıl Bolu'da inşaat hiçbir şekilde olmadı.2 yıl sonra kooperatifi bitirdik teslim ettik.O arada ben Yüksel İnşaat'tan ayrılarak kendi firmamı kurdum.2006 yılında Bolu'da şirketimi kurdum.Ama Bolu'da hiç harita işi yapmadım.Türkiye genelinde illerin bir çoğunda harita işi yaptım.Tapu kadastro genel müdürlüğüne yaklaşık 400 köyün köy kadastrosunu yaptım.Karayollarının duble yollardan kaynaklanan bir açığı vardı.Onların etüt projesini yaptım.Milli savunma bakanlığının NATO'nun petrol boru hattı işlerini yaptık.İller bankası ve diğer belediyelere haritalar yaptık.Yani nerede büyük proje varsa biz oraya gittik.Irak'ta harita işi yaptık.Libya'da harita işi yaptık.2006-2009 arası böyle geçti.2009'da bugün "Köfteci Hasan" olarak bilinen yerdeki ilk arsamızı satın  aldık.2010 yılının Eylül ayında da ilk kadromuzu kurduk.Geçen yılın Eylül ayı itibari ile 4.yılımızı tamamladık.Bizim 4+4+4 diye bir planımız var.4x4 gibi değil de 3x4 gibi bir şey oldu.Dışardan herkes bize baktığında şunu görüyor."Alemdar İnşaat Bolu'da koşuyor" diyorlar.Ama biz kendimizi fotoğrafladığımızda ilk 4 yıllık dönem bizim emekleme dönemimizdi.Herkesin koşuyor dedikleri bir dönemde biz emekledik.İkinci 4 yıllık periyotta biz yürüyeceğiz.Yürüme dönemine başladık.Allah nasip ederse de son 4 yıllık periyotta koşmak istiyoruz.

2015 yılı başta olmak üzere gelecek hedeflerinizden bahseder misiniz?

 

2015 yılı içersinde kendi yeni iş yerimize taşınacağız. O iş yerindeki konsept çok farklı olacak.Tamamen daire giydirme sistemine geçeceğiz.İkinci 4 yıllık dilimde bu sistemi oturtmak istiyoruz.Bu sistemde sizin dairenizi sizin isteklerinize göre sizin renklerinize ve tarzlarına göre inşa ediyoruz.Yeni yerimiz daha konforlu ve nitelikli bir yer olacak.Aynı zamanda misafirlerimizi de daha rahat ettireceğimiz bir yer olacak.Bu da şirketin genel karakteristik yapısını ortaya koyması açısından büyük bir avantaj sağlayacak Bizim sektörümüzde güven çok önemli bir unsurdur.Benim her zaman söylediğim iki söz vardır.Bir tanesi güvendir diğeri ise kalitedir.Bu sıralamada para ya 3. ya da 4.sıradadır.Hiç bir zaman parayı ilk sıraya koymam.Hep Güven,kalite ve para şeklinde gitmiştir.Biz bunu bu güne kadar sağladık şimdi onu perçinleyeceğiz.İnsanlarında bazı şeyleri görmeleri anlatmaktan çok daha ideal ve iyi oluyor.Ben Amerika'yı ne kadar anlatırsam anlatayım sizin Amerika'ya gitmenizle benim anlatmam arasında fark olur.Medine'ye gitmenizle benim anlatmam farklıdır.Oradaki hissiyatı görmek ve anlamak farklı olur.Bunun için çok okuyan değil çok gezen bilir demişler.Okuyan tabi ki çok şey bilir ama gezen orayı hissettiği için farklı bir ambiyansa  sahip olur.İşte biz yeni işyerimizle birlikte o ambiyansı da vererek daha başarılı olacağız.

Kamu sektörü ile ilgili olarak ne düşünüyorsunuz?

 

Devletle çalışma ortamına inşallah gireceğiz. O konuda zaten çalışmalarımız var.İstesek şimdiye kadar çok fazla da girerdik.Ama ben her zaman şundan yana oldum.Kendi göbeğimi kendim kesmeyi çok seviyorum.Şimdi devlet işine girdiğiniz zaman biraz devletin aldığı kararlara,krizlere,ekonominin iyi ya da kötü olmasına bir çok şeye bağlısınız.O yüzden oradaki ayarı sizin çekmenize çok fazla müsaade edilmez.Biz şu anda planlamayı kendimiz yapıyoruz,satışı biz yapıyoruz,üretimi biz yapıyoruz,gaza basıyoruz frene basmamız gereken yerde frene basıyoruz.Yani direksiyonda biz varız kontrolde tamamen bizde oluyor.

Başarının sırrı size göre nedir?

 

Başarının yarısı inanmak diğer yarısı da çalışmaktır. Biz inandık çok şükür çalışıyoruz. Allah'ında  bize çalışmamızın ve inancımızın karşılığını hak ettiğimiz oranında verdiğini düşünüyorum.İnşaat noktasında ihaleye girebilmek için benim bir kriterim var.Ben aldığım bir işi bütçesini en azından ayakta duracak şekilde karşılayabilmeliyim.Yani devletin hak edişine,oradaki memurun imzasına endeksli bir hayat tarzı bana göre değil.Yani benim tarzım değil.Biz konut sektöründeki mantalite ile  kamu sektöründe iş yapamayız.Çünkü ben kendi işlerimde 50 liralık fayans kullanırken 7 liralık fayans kullanan biriyle rekabet etme şansım olmaz.Ama büyük işlerde olur.Nasıl olur yoldur,köprüdür, viyadüktür, tüneldir, barajdır bunlarda olur ama konut sektöründe bu olmaz.O sektöre girebilmek içinde o aşamadaki hazırlıklarımızı tamamlamamız gerekiyor.O yüzden bir üç dönemli bir plan yaptık. İkinci dönemde bizim bu işlere girmemiz firma olarak bizleri sıkıntıya sokar.Önce kadro olarak hazır olmamız lazım,Kafa olarak ve maddi olarak hazır olmamız lazım.Kredilibite olarak hazır olmamız lazım.Altyapımızın sağlam olması lazım.Eğer biz örneğin Boluspor A2 takımını şu anda süper lige koysak alacağı sonuçları şu anda söylemek mümkündür.Bizim durumumuzda ona benzer o zaman bizi bir üst lige taşımak için gerekli olan  hazırlık ve altyapıyı oluşturmamız gerekmektedir.Eğer gerekli hazırlıkları yapmazsan çıktığın gibi inersin inerken de bir çok zarar görerek inersin zarar görmeden aşağı inemezsin.

Bütün bunları bildiğimiz için kontrollü hız yapmaya çalışıyoruz. Hani kontrolsüz güç "güç" değildir diye tabir vardır biz o kontrolü elimizde tutarak büyümeye çalışıyoruz. Çok şükür bugüne kadar bunu başardık.Ekip ruhunu oluşturduk.Kendimize göre birimlerimizi oluşturduk.Kurumsallaşmanın bana göre K' sinin en üsteki çentiğini attık.Yani kurumsallaştık demekle kurumsallaşılmıyor. Bir çok firmaya göre daha ileride olabiliriz ama kendimize göre Kurumsallaşmanın k' sinin üst çentiğini  anca attık.Bu yolda çok dikkatli olmak zorundayız.Az hata yapmalıyız.Hata yapmamak mümkün değil "ben hatasız iş yaparım" diyeni ben hatalı kabul ederim.Az hata yapıp minimuma indirip yolumuza devam etmek zorundayız.

 

Sizin bir de sosyal sorumluluk projeleri adı altında gerçekleştirdiğiniz bir çok faaliyetiniz var. Birazda bunlardan bahseder misiniz?

 

Sosyal sorumluluk projeleri en başından beri var. Dediğim gibi ilk 4 yıllık dönemde hem kendimizi uyuttuk, hem basını uyuttuk, sessiz, sakin, derinden, yumuşak bir şekilde geçirdik. Çünkü böyle olması gerekiyordu. Olması gerektiği gibi davrandık. Çünkü biz ilk başlarda bu kadar gündeme gelseydik.Bu kadar ön plana çıksaydık biz bu günlere gelemezdik.4.yılı bitirdikten sonra bizim bir medya ayağımız oluştu.Hatta o süreç beklediğimizden  6  ay önce oluştu.Bunun sebebi de Korhan arkadaşımızdır.Korhan'ı biz işe alınca süreç hızlandı.Aslında bu benim istemediğim bir şeydi.Biraz erken oldu.Bunu 2015 yılı başı gibi planlıyordum.Sosyal sorumluluk projelerimiz en başından beri vardı ama bunları hiç kimse bilmiyordu.Şu anda bir kısmını artık herkes biliyor.Ama yine de bilinmeyen bir çok yönümüz var.Spor'un her alanında elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.Gazilerimiz ile ilgili olarak üstlendiğimiz  işlevler var.Bizim en önemli projelerimizden biri kanserli hasta projemizdir.Şu anda tedavisini üstlendiğimiz 3-4 tane kanserli hastamız var.Bir de öğrencilerimiz var.Bir tane Tıp fakültesinde okuyan bir tane de makine mühendisliğinde okuyan çocuklarımız var.Bir de bütün köylerin hepsinde az çok imzamız vardır.Bundan sonrada olacaktır İnşallah.

Anılarınız ve tecrübelerinizi bir kitapta toplamayı düşünüyor musunuz?

 

Geçmişle ve gelecekle ilgili iki tane kitap yazmayı planlıyorum.Geçmişle ilgili olarak yazacağım kitap tamamen kendi yaşantımdan esinlenerek oluşturacağım bir kitap olacak.Diğer kitap ise benden sonra gelecek olan nesillere aktaracağımız tecrübeler olacak.Kitap hazırlıklarım şu anda devam ediyor.Çünkü Hayat paylaştıkça güzel dünyayı tek başına bana verseniz tek başıma hiç bir şey ifade etmez.O yüzden paylaşmadan olmaz.

 

 

Masanızda Ece Temelkuran, Shakespeare ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın kitapları var. Okumaya belli ki düşkünsünüz.

 

Ben kitap ayırt etmiyorum fırsat buldukça okumaya çalışıyorum. Bizim firmada şöyle bir konseptimiz var.Kitapları ben temin ediyorum.Bir tane arkadaşımızı görevlendirdim.O arkadaşımız bütün çalışanlara taşeronlara hatta dışardan isteyen bazı mimarlarımıza da kitap veriyor.Verdiğimiz kitaplarla ilgili olarak okuduktan sonra o kitaplarla ilgili olarak yarım ya da bir sayfa duygu düşünce ve hissiyatlarını yazmalarını istiyoruz.İlk başta kişisel gelişim kitapları verdik.Ben okumayı çok severim bayağı okudum kişisel gelişim kitabı.Böyle bir kültür oluşturmaya başladık.Yeni işyerimizde bunu daha fazla genişleteceğiz.Çok büyük bir kütüphane oluşturmayı planlıyoruz.Yeni iş yerimizde O kütüphane ile birlikte herkesi kitap okumaya teşvik etmeyi planlıyorum.Orada yarım saat ya da bir saat kitap okuma saati bile düşünüyorum.İlk başta sıkıntılı gelebilir ama ben şuna inanıyorum.Bilgiyi güncellemez ya da yenilemezsek o zaman var oluş sebebimize ters gelir.Çünkü insanın dünyaya geliş amacı insanlığa faydalı olmaktır.En hayırlı insan insanlığa faydalı olan insandır demişler.Öğrenmezseniz,bilmezseniz bana göre bildiğinizi paylaşamazsınız bana göre ketum olursunuz.İngilizce ile ilgili sıkıntımız var asistanımla birlikte İngilizce çalışıyoruz onu da aşmak istiyorum.Şimdiye kadar çalışmaktan bunlara fırsat bulamadım ama insan bahane olarak buna sığınmamalı. İnsan isteyince bazı şeylere vakit ayırabilir.

 

 

Geçenlerde Amerika'ya gittiniz. Hazır İngilizce de çalışırken bence sizi en iyi anlatan şarkı Frank Sinatra'nın "My Way" isimli şarkısı olacaktır.Bunu size daha önce söylediler mi bilemiyorum Abdullah bey ama sizi o şarkının sözleri tam anlamıyla anlatıyor gibi...

Bunu şimdiye kadar hiç kimse söylemedi ama o şarkıyı ilk fırsatta hemen dinleyeceğim.

 

 

 




HABERE YORUM YAZIN

DİĞER BOLU HABERLERİ
Fazilet Tekman
Köşe Yazarları
Burç Yorumları