120x600

Alemdar inşaat

07-03-2018 GÜNDEM

BOLU BELEDİYESİ BAŞKAN YARDIMCISI EMİNE DAVARCIOĞLU’NUN 8 MART KADINLAR GÜNÜ MESAJI

Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Emine Davarcıoğlu 8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle bir basın açıklaması yayınladı.

 BOLU BELEDİYESİ BAŞKAN YARDIMCISI EMİNE DAVARCIOĞLU’NUN 8 MART KADINLAR GÜNÜ MESAJI
Bİ tur

 

Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Emine Davarcıoğlu yayınladığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

Bir Kadını Ortadan İkiye Böl…

Yarısı Annedir,

Yarısı Çocuk,

Yarısı Sevgili

Yarısı Aşk...

 

Duyanlar Bunu Bilmez,

Görenler Anlamaz Bunu!

Yarısı Rivayettir,

Yarısı Gece.

 

Cemal Süreya ne güzel anlatmış kadını dizelerinde…

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın her tarafında çeşitli etkinliklerle kutlanıyor…

Ülkemizdeki kutlamalar geçen yıl ve önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da biraz buruk…

Bu topraklarda kadın olmak çok daha zor…

Bazen adı töre, bazen adı aile içi şiddet, bazen adı terör… Kadınlarımızın bir yanı hep yaralı…

Tıpkı Kurtuluş Savaşında olduğu gibi bugün de birliğimize bütünlüğümüze, topraklarımıza uzanan ellerle mücadele eden Mehmetçiğimizin, güvenlik güçlerimizin arkasında onları yetiştiren yürekli anneler, kadınlarımız var.  Şehit annelerimize bir kez daha Allah’tan sabır diliyor ve hepsinin mübarek ellerinden öpüyorum.

Bu 8 Mart’ta da kadınlarla ilgili birçok sorun ve konu gündeme gelecek, çözüm önerileri sunulacak. Hepsini çok önemsiyoruz.

Peki, geçen yıldan bu yana kadınlarımızın sorunlarıyla ilgili ne değişti? Ya da ne değişmesi isteniyordu bugün gelinen nokta ne?

Aslında belki de şunu sormak gerekir; Neden dünya kadınlar günü diye bir gün var?

Oysaki Allah insanı 2 tür olarak yaratmış; kadın ve erkek. Her birinin de kendilerine göre farklı özellikleri, birbirini tamamlayan yönleri var.

Kadın, erkeğe nazaran daha duygusal olarak güçlü, erkek ise kadına oranla o kadar duygusal değil belki Allah da onları fiziksel olarak daha güçlü yaratmış.

Evet, bu topraklarda kadın olmak zor… Sosyal açıdan da kadınlarımızın birçok sorunu var maalesef. Şüphesiz bu sorunların altında çok sayıda neden var. Kiminde ailesel sıkıntılar, kiminde ise maddi sıkıntılar, belki de yanlış yapılan evlilikler var.

Sevdiğini zannederek yapılan yanlış evlilikler, sonra öyle noktaya geliyor ki ‘aşk karın doyurmuyor’ deniliyor. Bazen de baba evindeki baskıdan kurtulmak için evliliği bir kaçış olarak görenler oluyor.

Sonra sonuç parçalanan aileler hatta aile içi şiddet…

Aslında her şey aileye eğitime ve gelenek ve göreneklere dayanıyor. Gelenek ve göreneklerimizi önemsemez isek ailede saygı kalmıyor, akrabalar komşular arasında saygı kalmıyor ve bencil bir toplum haline dönüşüyoruz.

Anne-babaların kız ve erkek evlatlarına bakış açıları da bir başka konu. Ailede erkek çocuklar ne kadar önemliyse kız çocuklarda bir o kadar önemli. Çünkü çocuğu doğuran büyüten eğiten annedir. Kız çocuklarımıza ne kadar değer verirsek geleceğimize de o kadar 

değer vermiş ve güvence altına almış oluruz. Anneler evlatlarını büyütürken hiçbir zaman ayrım yapmamalı erkek çocuklarına daha fazla değer vermemeli.

Kadın erkek ilişkisi açısından günümüzdeki bir diğer önemli sorun aile içinde şiddet. Kimsenin kimseye şiddet uygulamaya hakkı yok. Şiddetin eğitimle de bir ilgisi olmadığına inanıyorum. Ne yazık ki eğitimli insanların da eşlerine, çocuklarına şiddet uyguladığına üzülerek tanık oluyoruz.

Bu konuda uzmanlar çok daha iyi bilir mutlak ama ben şiddet uygulayanların psikolojik bozukluklarının olduğunu düşünüyorum. Ya da yetişirken aile içi şiddete tanık olarak yani böyle ortamda yetişenlerde şiddete eğiliminin fazla olduğuna inanıyorum.

Kadını şiddetten korumak için ne yapmalı? Erkeğe uzaklaştırma vermek ya da şiddet gören kadını kadın sığınma evlerinde koruma altına almak doğru olabilir ama bence eksik. Her yerde her zaman söylediğim gibi; ben şiddet uygulayanların zorunlu olarak psikolojik tedavi görmelerinden yanayım. Bu konuda “mutlaka yasal düzenleme yapılmalı ve tedavi zorunlu olmalı” diye düşünüyorum.

Çalışma ortamında da kadının yaşadığı birtakım sıkıntılar var. Çalışan kadınların önünde her zaman camdan hatta belki de görünmeyen engeller, tavanlar var.

Aynı şey siyaset için de geçerli. Sayın Cumhurbaşkanımız kadınların ve genç kadınlarımızın her konuda olduğu gibi siyasette de önünün açılması için gerekli desteği veriyor. Minnettarız ve bu vesile ile kendisine bir kez daha şükranlarımızı sunuyorum.

İnanıyorum ki siyasette kadın kotası konmadığı müddetçe asla erkekler kadınlara siyasette kolayca yer vermeyeceklerdir.

Allah her varlığı mükemmel yarattığı gibi kadını daha mükemmel yaratmıştır. Kadın uzlaşmacı arayı bulan anaçtır. Örneğin Allah kadına unutma yetisini vermiştir. Kadın, bir insanın dayanabileceğinin çok üzerinde bir acıyla doğum yapar, çocuk sahibi olur. Canından can kopmuştur. Ama unutur. Birkaç sene sonra tekrar bir evlat sahibi olur.

Şayet doğurganlık erkeklere has olsaydı inanın onlar tek çocukla kalırlardı ve dünya nüfusu azalır gün gelir yok olurdu işte Allah kadını bu kadar mükemmel yaratmıştır.

Ben bu vesileyle başta şehit ve gazi analarımız ile eşleri olmak üzere tüm kadınlarımızın, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Bir anne olarak vatanımızda rahat ve huzur içinde yaşamamız için canlarını veren tüm evlatlarımızı, şehitlerimizi saygıyla, sevgiyle rahmet ve minnetle anıyorum. Allah hiçbir kadına evlat acısı çektirmesin.

 




HABERE YORUM YAZIN

DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
Fazilet Tekman
Köşe Yazarları
Burç Yorumları